fbpx

Down Sendromu Belirtileri

Down Sendromu Belirtileri

down sendromu

Elbette ki Down Sendromu belirtileri gündeme geldiği zaman fiziksel ve davranışsal olmak üzere iki farklı belirtiler karşımıza çıkar. Her Down Sendromlu bireyde görünen belirtiler farklılık gösterebilir. Daha çok davranışsal ve fiziksel belirtiler olarak karşımıza çıkar.

Fiziksel Belirtiler;

  • El ve ayaklarda görünen küçüklük
  • Zayıf kas kitlesine sahip olma
  • Kendi yaş gruplarına oranla boyda görünen kısalık
  • Ayaklarda 1.ve 2. parmaklar arası mesafenin fazla olması
  • Avuç içlerinde fark edilen tek bir enine çizgi

Davranışsal Belirtiler;

  • Dikkat ve odaklanma sorunları
  • Uykuya geçiş zorlukları
  • Konuşma ve dil gelişiminde gerilik
  • Öfke nöbetleri ve inatçılık
  • Tuvalet eğitiminde gecikme

Bu sayılan belirtiler her ne kadar zor bir süreç gibi görünse de aslında doğumdan itibaren verilen güzel ve özverili bir eğitim ile aşılması kolay hale gelebilir. Down Sendromlu bir çocuğa sahip olan her bireyin son derece dikkatli davranması gerekir. Down Sendromu belirtileri söz konusu olduğunda özellikle bebeklik döneminden başlayan birtakım belirtilerin varlığından rahatlıkla söz etmek de mümkün olur.

Down Sendromu ve Nedenleri

En genel tanımıyla genetik yapıdaki farklık sonucu ortaya çıkan kromozom anomalisidir. Normal insan vücudunda 46 kromozom bulunması gerekirken Down Sendromu görünen kişilerde bu sayı 47 olarak karşımıza çıkar. Down sendromu ve nedenleri söz konusu olduğu zaman karşımıza farklı kriterler çıkmaktadır. Bu noktada Down Sendromunun en temel sebebinin genetik temelli olduğunu ifade etmek mümkündür.

Genetik bir hastalık olarak bilenen down sendromunun bilenen bir tedavi yöntemi maalesef yoktur. Bu sendroma sebep olan en temel faktör kadınların hamile kaldığı yaş aralığıdır. Özellikle 35 yaş ve üstü zamanlarda hamile kalan kadınların gebelik dönemlerinde bir çok risk faktörleri ortaya çıkarken, bunlar arasında en çözülmez ve üzücü olanı bu hastalıktır. Ayrıca önceden Down Sendromlu bir bebek dünyaya getiren bir kadında, tekrar bu genetik hastalık ile doğan bir bebek sahibi olma olasılığı daha yüksektir.

Genel olarak insan hücresi 23 çift kromozom içerir. Bu kromozomların biri kadından diğeri ise erkekten gelir. Yumurta ve spermlerin birleşmesi esnasında 21. kromozomun ayrılmayıp çift kalması bu genetik hastalığına neden olur. Bilimsel olarak bir takım açıklamalar olsa da kesin bir sebebi bulunamayan Down Sendromu kalıtsal değil genetik bir rahatsızlıktır.

Ortama olarak bir rakam vermek gerekirse her 800 doğumda bir görünen bu hastalık, orta ve hafif seviyelerde zihinsel engele sebep olabilir. Doğumdan sonra çok özel ilgi ve bakıma ihtiyaç duyan bu bireyleri toplama kazandırmak için ekstra hassasiyet ve çaba göstermemiz gerekir. Down Sendromu belirtileri varsa tanı için bu alanda uzman olanlardan destek almak şarttır.

Down Sendromu Belirtileri Ve Tanı Yöntemleri

Kadınların hamilelik süreçleri boyunca yaptırdıkları rutin taramalar ve testler sayesinde artık Down Sendromu erkenden fark edilebiliyor. İlk bulgu gebeliğin 11. İle 14. Haftaları arasında yapılan kan testleri ve ultrason izlemi ile saptanabiliyor. Anne adayının kanında PAPP-A ve bHCG adlı iki protein değerine bakılıyor.

Bu iki testin sonucunda %85 oranında Down Sendromu yakalanabiliyor. Böylelikle bütün bu değerler göz önünde bulundurularak ortaya çıkabilecek risk önceden kontrol edilmiş oluyor. İlerleyen zamanlarda ise  16.-20. Haftalar arasında yapılan Üçlü ya da Dörtlü Tarama testleri sayesinde bu genetik hastalık bulguları görülebiliyor.

Hayata Nasıl Devam Ederler?

Bu rahatsızlığın ne yazık ki bilenen bir tedavisi yoktur. Ancak tanı konulan çocukların sağlıklı bir gelişim süreci devam ettirmeleri için yakından takip edilmeleri şarttır. Erken yaşta verilen eğitim ve özel ilgi ile normal bireylerden neredeyse farkı kalmayan Down Sendromlu çocuklar, fırsat verilirse ilk ve ortaokul eğitimlerini bitirip daha da ileri seviyelere geçiş yapabilirler.

Kendi kişisel yeteneklerinin farkına varıp, sanata ya da bilime yönelip onlardan beklenmedik başarılar elde edebilirler. İkinci bir dil öğrenip, çalışabilir hatta hayatlarının geri kalan kısmını idame ettirecek şekilde bağımsız ya da kısmi bağımlı olarak yaşam sürdürebilirler. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu genetik rahatsızlıkla mücadele eden bireylerin de birer insan olduğunu unutmayıp, toplumdan dışlamadan kaliteli yaşama haklarını ellerinden almamaktır. Onların da duygu ve hisleri olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız.

Gaziantep otizm okulları hakkında detaylı bilgi sosyal medya sayfamızı takip edip bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Reformer Pilates Cihazı yazımızı okumak ister misiniz?

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
WhatsApp

• Hizmetlerimiz

Dopamin Spor Kulübü

Siz de spor performansınızı arttırmak, ideal kilonuza ulaşmak, beslenme alışkanlıklarınızı kontrol altında tutmak ve diyetisyenimizden spor beslenmesi ve diyet konusunda profesyonel bir destek almak istiyorsanız geç kalmadan Dopamin’e gelin, sağlıkla kalın.

Bize Ulaşın

7/24 Bize Ulaşabilirsiniz.
0543 687 2727

Diyetisyen Galeri

Dopamin Spor Kulübü İletişim

Gaziantep'te hizmet verdiğimiz Otizmli çocuklarımız için Dopamin Spor Kulübü'nü aramaktan lütfen çekinmeyin. Size bir telefon kadar yakınız !

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir